Nevrozlar
Önsöz
Psikanaliz Yazılarının bu sayısını Nevrozlara ayırdık. Nevroz, 18.yüzyılda ortaya atılan ve oldukça eski bir terim olmakla birlikte günümüzde varlığı tartışılmakta, psikanalizin doğuşuna neden olan bu hastalık grubunun artık bulunmadığı gibi görüşler ortaya atılmaktadır. Sigmund Freud’un ilk psikanaliz tedavisini uygulamasından günümüze kadar geçen yüzyıllık süre içerisinde nevroz kuramının geçirdiği aşamalar, çağdaş psikanalistlerin kurama yaklaşımları, toplumların geçirdiği değişimler bir bütün olarak nevroza bakışın farklılaşmasına neden olmuştur. Psikiyatri sınıflamalarda da artık bir nevroz grubundan söz edilmediğini, nevrotik yapılara ait semptomların parçalara bölünerek birer alt grup oluşturduğunu görmekteyiz. Freud’un metinlerinde rastladığımız histeriklere ve takıntı nevrozlarına divanlarımızda rastlamak ise bize bu gurubun varlığını hala sürdürdüğünü göstermektedir.
Nevrotik yapılanmaları gölgeleyen, nevroz dışındaki psikopatolojilere ağırlık veren sınıflandırmalarının ortaya çıkması kuşkusuz, klinisyenlerin ilgisini çekecek bir çeşitliliğe ve öneme sahiptir. Tartışmalar öncelikle bu tür kişilik yapılanmalarıyla nevrotik modelden yola çıkarak nasıl çalışılacağı üzerinde olmaktadır. Bir yandan klasik Freudcu modele sadık kalmak, diğer yandan da yeni tanımlanan kişilik örgütlenmeleri ile çalışmak çağdaş psikanalistlerin üzerinde uğraş verdiği bir çabadır.
Klinisyenler olarak nevroza ait klasik semptomların, ketlenme ve bastırmanın eskisi kadar sık olmadığını görmemiz, ağırlığın aile ilişkileri ve cinsellikle ilgili düşüncelerin farklılaşmasına, öteki ile ilişkideki sorunlara, depresyona, kendine ve ötekine karşı yönelen saldırganlığa ve somatizasyona kayması nevroz modelinin bunları anlamada yeterli olamayacağı düşüncesini de beraberinde getirmektedir. Ancak nevrotik kişinin “normal-nevrotik” olarak algılanarak, yaşanan sorunların basite indirgenmesi, klinikte çok daha gürültülü semptomların yaşandığı psikopatolojilerin giderek ilgi çekmesi, nevroz grubunun varlığının ortadan kalktığını söylemek için yeterli değildir. Nevrozun olmadığını söylemek çocuk cinselliğini reddetmek ve dürtülerin varlığını yadsımak ile eş anlamlıdır.
André Green’in terimini düşünürsek nevrotik kişiler, özellikle histerikler bukalemun gibidir. Çeşitli şekillere girerek bulunduğu yere uyum sağlarlar. Nevroz DSM sınıflamalarında yokmuş gibi görünse de çeşitli semptomatolojilerin arkasında varlığını sürdürmekte, divanlarımızda hala en önemli yeri kaplamaktadır.
Tevfika Tunaboylu-İkiz
içindekiler
sunuş - Talat Parman
önsöz - Tevfıka Tunaboylu Ikız
klasik nevroz kuramı ve güncel yaklaşımlar - Tevfıka Tunaboylu – Ikız
nevroz kuramına ilk adım: histeri - Vehbı Keser
sıçanlardan kurtlara nevrozlar - Talat Parman
nevrotik bir fenomen olarak yineleme kompulsiyonu - Raşit Tükel
nevroz ve psikoz - Sigmund Freud / Çeviren: Fiona Faraci
nevrozdan psikoza; gerçekliğin yitimi - Sigmund Freud / Çeviren: Fiona Faraci
dosya ötesi
psikozlar ve çocuk bakımı - D.W. Winnicott / Çevirenler: Ayşegül Salgın - Bengi Pirim
ergenlikte yitik sorunsalı: yas mı melankoli mi? - Catherine Chabert / Çevirenler: Neslıhan Zabcı, Talat Parman
sıkıntı - Levent Kayaalp
bir psikanalist: didier anzieu - Talat Parman
ingilizce özetler
haberler ve duyurular