Çocuk ve Psikanaliz
Önsöz
Bu sayıyı çocuğa ayırarak, yetişkin ve ergenlerin yanı sıra, çocuk psikanalizini de, İstanbul Psikanaliz Derneği olarak geliştirmekte olduğumuz düşün, tartışma ve etkinlik alanına katmak istedik. Klinik alanda çocuklarla çalıştığımızda, semptomlarlaı aracılığıyla sesini duyurmaya çabalayan bir özneyle karşılaşırız. Çocukla konuşabilmek için, yetişkin olarak derinlere gömdüğümüz çocukuğun dilini bulmak gerekir. Yani bellek yitimine uğrayan dürtüselliğin, çocuk cinselliğinin dilidir bu. Herhalde çocuk psikanalizinin en temel sorunlarından biri de, çocukla terapötik süreçte nasıl konuşulacağı ve ona nasıl yanıt verileceğidir. Her ne kadar kişisel analiz, analist adayına çocukluğunun kapılarını açma olanağını verse de, dürtüselliğin, oyun ve hayal gcünn dilini bulmak ayrı birşeydir. Bu dile erişebilmek yalnız çocukla değil, aynı zamanda yetişkinle de karşılaşmamızda önemlidir.
Çocuk psikanalizinin dramatik olarak ortaya koyduğu, etten ve kemikten çocukla, yetişkindeki çocuksunu karşılaşmasıdır. Bİlinçdışıyla bilinçöncesinin sınırlarında konumlanan çocuksu, yetişkindeki kendiliğin en keskin hissedildiği yerdir ve analistin en kırılgan tarafına gönderme yapar. Analistin çocuklarla çalışabilmesi içi hem çocukla titreşim halinde olan kendindeki çocuksuyu, hem de ebeveynlerle olan çalışmasının harekete geçirdiği kendindeki çocuksuyu analiz etmesi, derinlemesine işlemesi gerekir. Bu bağlamda analisti, çocuk analisti olmadan evvel, yetişkinlerle çalışmış olmalıdır.
Diğer yandan çocuk psikanalizi, çocukluk nevrozuyla aktarım nevrozu arasındaki ilişkiyi de düşünmemizi olanaklı kılar. Freud, Hans vakasını incelediğinde, çocuğun fobik belirtilerin ona yeni birşey öğretmediğini belirtir. Çünkü bu tür belirtilere karşılık gelen süreçleri, dolaylı olarak yetişkin analizinde saptamıştır. Ama burada önemli bir noktayı keşfeder. Hans'ın fobisinin gerisinde yatan çocukluk karmaşalarının, yetişkinlerdeki nevrozların kökeninde de yattığını saptar. Bu bağlamda çocukluk nevrozu, yetişkin nevrozunu kavramaya yarayan bir model oluşturmaktadır. "Ketleme, semptom ve kaygı" (1926) metninde ise çocukluk nevrozlarını genel olarak normal gelişim evreleri olarak nitelendirir. Örneğin küçük çocukların yalnızlıkla, karanlıkla ilgili fobilerinin veya hayvanlara ilişkin korkularının geçici olduklarını ifade eder. Yani ruhsal gelişim sürecinin bir parçasıdırlar. Her yetişkin nevrozunda, çocukluk nevrozuna ilişkin işaretlere rastlamak olanaklıdır. Ama bu işaretlere rastladığımız her çocuk da, yetişkinlikte nevroz geliştirmez. Freud bir model olarak çocukluk nevrozuyla, çocuğun nevrotik belirtileri arasında bir ayrım yapmaz. Çocukluk nevrozu hem psikopatolojiye, hem de model düşüncesine gönderme yapar.
Oysa Serge Lebovici bunları birbirinden ayırır. Çocukluk nevrozunu sadce bir model olarak tanımlar. Aktarım nevrozu da yetişkinin nevrozuna yaklaşımda bir model oluşturur. İki model birbiriyle bağlantılıdır. Analitik süreçte gelişen aktarım nevrozu, çocukluk nevrozunu yeniden kurgular. Çocukluk nevrozunun birinci zamanı, Oedipus karmaşası ve kastrasyon karmaşası etrafında düzenlenir. Diğer bir deyişle, çocukluk nevrozu pregenital evreleri Oedipus karmaşası etrafında yapılandırma işlevi görür. Çocukluk nevrozunun ikinci zamanı ise ergenlikte oluşur. Bu bağlamda, iki aşamada oluşan çocukluk nevrozu, öznenin ruhsal-cinsel örgütlenme biçimidir. Her ne kadar çocukluk nevrozuyla aktarım nevrozu bağlantılıysalar da, analitik süreçte ortaya çıkan aktarım nevrozu çocukluk nevrozunun bir devamı değildir. İkisi arasına zamansal bir mesafe girmiştir. Ya da Green'in deyimiyle, "tarihsel- yapısal bir mesafe" oluşmuştur. İkisi arasına, belirli bir yaşamöyküsel oların özne tarafından değişik evrelerde yeniden anlamlandırılması, yerdeğiştirmesi girmiştir.
Sonuçta yetişkin analizinde, aktarım nevrozu olarak ortaya çıkacakolan çocukluk nevrozu tüm hoyratlığı, sertliğiyle çocuk cinselliğinden başka birşey değildir. İşte bu nedenle dürtüsel çocuğa eğilen çocuk psikanalizi, yetişkin analizine de önemli bir katkıda bulunmuş olur.
Elda Abrevaya
içindekiler
sunuş - Talat Parman
önsöz - Elda Abrevaya
çocuk psikanalizi ve psikanalitik çocuk terapisi: nasıl bir çerçeve? - Levent Kayaalp
çocuk psikanalizinde çerçeve - Elda Abrevaya
simgesel ödeme - Françoise Dolto / Çeviren: Zehra Karaburçak
psikanalitik oyun tekniği: tarihi ve önemi melanie klein / Çeviren: Burçin Alsancak
çocuk dilinden çocuk kalbine - Talat Parman
unutulmuş bir öykü - Vehbi Keser
şiddet ve ümit / kendi olmak ya da olamamak - Haluk Sunat
mitle düşlem arasında gençlik şiddeti - Jean Jacques Rassial / Çeviren: Talat Parman
kişilerarası psikanaliz ve aile terapisi - Volkan Topçuoğlu
bir psikanalist: wilfred ruprecht bion - Talat Parman